28 Ocak 2015 Çarşamba

P&G "#likeagirl" kampanyası

Herkese Merhaba :)

Geçen sene çok ses getirmiş bir kampanyadan ve onun Türkiye ayağından bahsedicem. "Always" markasının yeni kampanyası P&G'nin geçtiğimiz sene yaptığı "thank you mum" kampanyası gibi yine tüyleri diken diken eden bir iç görüden yola çıkılmış. Kız gibi söylemini negatif bir algıdan pozitif bir algıya çevirme yönünde başarılı bir içgörü kullanılmış.  Hemen videomuzu izleyelim :)



Çektikleri video'da, yetişkinlerden kız gibi koşmaları, kız gibi dövüşmeleri isteniyor. Yetişkinlerin hemen hemen hepsi, kız gibi deyimini alaycı bir tavır olarak algılıyor ve tüm hareketlerini bu doğrultuda gerçekleştiriyor. Her ne kadar kadın-erkek eşitliğini savunsakta bazı şeyler bilinçaltımıza işlemiş demek ki(kız gibi davranmak, bir aşağılama olmuş).Sonrasında aynı şey çocuklardan isteniyor. Çocuklar ise, yetişkinlerin tam tersine tüm hareketleri müthiş bir özgüvenle yerine getiriyorlar. Artık büyük markalar işin sosyal sorumluluk ayağına da el atmaya başladılar. Bu kampanyaya baktığımızda ürün adına tek bir kare yok, bilgi, ürün tanıtımı veya faydasından dolayı tercih etme sebebi gibi şeyler yok. Sadece markanın kendini bu duygudan müzdarip kadınlara "sizi anlıyorum, yanınızdayım" mesajı var. Ve bu kampanyanın ses getirmesinden sonra P&G Türkiye ayağında #kızgibi kampanyasıyla Nil Karaibrahimgil'in yazıp bestelediği yepyeni şarkısıyla taçlandırdı. Öncelikle kampanyanın Türkiye ayağında ki şarkıyı dinleyelim :)




Şimdi ise, #KızGibi yap diyerek, etkileşim sağlamaya yönelik sosyal medya hesaplarından birçok paylaşımda bulunuyorlar. Bende yakından takip ediyorum. Bakalım kampanyanın Türkiye ayağı ne kadar başarılı olacak. Hep birlikte göreceğiz. Sağlıcakla kalıın :)

26 Ocak 2015 Pazartesi

MINI COOPER(2)Outdoor Çalışmaları

Herkese Merhaba :) Mini Cooper yazımın devamı gelecek demiştim sizlere. Sevgimi tekrar tekrar anlatmama gerek yok sanırım. Bugün ki yazım da Mini Cooper'ın en beğendiğim outdoor çalışmalarına yer vereceğim. Nostaljik bir giriş yapalım;

Mini, bu afişiyle geriye dönüş yaptırıyor. Duygusal bir bağ kurarak ilk Mini Cooper'ını unutma mesajı veriyor.

Mini kullananların kardeşliğini temsilen yapılmış bir afiş. Senin arabanın yanına park ettim çünkü muhteşem arabalar bir arada olmalı mesajı veriyor. Mini sahibi olan bir hayran diye de ufak bir not düşülmüş, hafif mektup kıvamında :)



Her iki afişte Cadılar Bayramı için tasarlanmış. Sol tarafta ki afişte, "Biz sadece geceleri dışarı çıkarız." diyerek arabayı da tersten monte edip yarasa kıvamında bir iş ortaya çıkarmış. Sağ tarafta ki afişte ise, ışıklandırma ile şeytan ve boynuzları resmedilmiş. Bunu ilk bakışta anlayabiliyoruz. Cadılar Bayramına yakışır bir iş olmuş.

İşte en sevdiğim Mini çalışması. Bilirsiniz Mini adı üstünde miniktir. Kapasitesi bellidir. Ama bu outdoor çalışmasıyla tam bir ters köşe yapılmış. Oluşturulan bu görsel İngiltere'de metro girişine monte edilmiş. Metroya giren çıkan insanlar bu görsel sayesinde sanki Mini'ye biniyormuş gibi görülüyor. Yani kısaca sizin o minicik dediğiniz araba var ya, bakın ne kadar çok büyük demek istemişler. Etkili mi?-Evet etkili :)

Senin gücün, senin eğlencen diyerek yeni Mini 2.0 Diesel Motor görücüye çıkıyor. Ana slogan da "Mini ol, şimdi yada asla!" diyerek tanıtımını yaptığı modele karşı teşvik oluşturuyor.

Yeni Mini 5 kapılının tanıtım çalışmalarından bir diğeri. Slogan açık ve net. "Benim kapım her zaman açık." 

4 kapılı Mini Countryman modelini Kar topu oynayalım diyerek kapıların ön planda olduğu sevimli bir afişle karşınızda Mini :)


Mini yine yapmış yapacağını :) Görmüş olduğunuz bu büyük kartonlar alalade sokaklara yerleştirilmiş. Sanki bir hediye paketiymiş ve açılmış sokağa atılmış izlenimi veriyor. Bir yandan hediye edilebilecek kıvamda teşvik ediyor, bir yandan da paketlenebilecek kıvamda diyerek bunu kanıtlamış oluyor. Sol tarafta da görmüş olduğunuz gibi, sokakta ki insanlar bunu eğlenceli bir hale çevirmiş :)


Aşağıda ard arda sıraladıklarım da diğer beğendiğim çalışmalar, buyurunuz;














Şimdilik benden bu kadar :) Umarım keyifle okumuşsunuzdur. Sağlıcakla kalıın :)

25 Ocak 2015 Pazar

Volvo Trucks Live Test Kampanyası

Herkese Merhaba :) Bugün sizlere geçenlerde denk geldiğim Volvo Trucks'ın Van Damme ile çektiği reklam filmine ve onun serisine yer vericem. Lakin önce, biraz hikayesine ve tanıtım filmine bakalım. Genelden özele doğru ilerleyelim.
En küçük ayrıntılar bile önemlidir ve The Big Picture(Büyük Resim'i) oluşturan da ayrıntılardır. Yeni Volvo Kamyon sunumu, daha ayrıntılı bilgilere ulaşabilmenizi sağlayan ve etkin noktalar içeren yenilikçi interaktif formatıyla bu mesajı veriyor. Her alanda öncülük etmek-Volvo Kamyon'u ileriye götüren özellik olarak görülüyor. Tanıtım filmimizi izleyelim :)



 "Volvo FM " kamyonlarının özelliklerini öne çıkarmak isteyen marka test sürüşü serisi oluşturarak efsanevi bir işe imza atmış. Bende bu test sürüşlerini anlatmak istedikleriyle beraber sizlerle paylaşıcam.

*Volvo Trucks-The Ballerina Stunt(Live Test1)

Bu canlı sürüşün amacı, Volvo Trucks FH serisinin hassasiyet ve kontrol özelliğini göstermektir. İki kamyonun aynı hızda gitmesi ve iyi kontrol edilebilir olmasına dikkat çekilen bu video serinin canlı sürüş testinin ilk olma şerefine erişiyor.

*Volvo Trucks-The Hamster Stunt(Live Test2)


İspanya'da çekilen bu sürüş serinin ikinci testi. Direksiyona monte edilmiş düzenekte hamsterın havuç aracılığı ile direksiyonu yönlendirilmesi sağlanıyor. Burada benim dikkatimi çeken video boyunca şoförün ne kadar profesyonel ve soğukkanlı oluşuydu.Bu testin amacı, Volvo Dinamik Direksiyon özelliğinin göstermekti.

*Volvo Trucks-The Chase(Live Test3)

İspanya'da çekilen bu canlı sürüş serinin üçüncü testi. Reklam boyunca alt kamerayla bize verilmek istenen mesaj ulaşıyor. Bu testin amacı, yeni Volvo FL'nin manevra kabiliyetini göstermekti.

*Volvo Trucks-The Hook(Live Test4)



Serinin dördüncü testi olan bu video gerçekten görsel açıdan muazzam. Bu testin amacı, yeni Volvo FMX'in sağlamlık özelliğini göstermekti.

*Volvo Trucks-The Technician(Live Test5)

 Serinin beşinci sürüş testi olan bu reklam filmi trafiğe kapalı alanda çekilmiş ve bu testin amacı, yeni Volvo FMX'in yerden yüksekliğine dikkat çekmek.

*Volvo Trucks-The Epic Split(Live Test6)


Test serisinin sonuncusu ve en efsanevi olanı Van Damme ile gerçekleşmiş. Van Damme o ünlü bacak açma hareketini şimdiye kadarkilerin tümünden daha efsane bir şekilde Volvo Truck için yapmış. Van Damme'a göre bu hayatında ki en epik olanıymış-testin adından da anlaşıldığı gibi-videoyu izlediğinizde muhtemelen sizin için de öyle olacak. Bu test elbette Volvo'nun yük kamyonlarının geri geri giderken, yüksek ve düşük hızda tüm şartlar altındaki stabilizasyonunu kanıtlamak için yapılmış. Yeni modeli Volvo Fm'in sürüş kolaylığını sağlayan bu Volvo Dinamik Direskiyon özelliğini de ön plana çıkarıyor. Film İspanya'da çekilmiş ve arkada çalan şarkı Enya'dan Only Time.

Son olarak Volvo Trucks kampanyası Cannes Lions'da 8 altın ödül almış. (Bu arada Cannes Lions-Reklamcılığın Dünya Kupası olarak anılıyormuş.) Keyifli bir yazı olduğuna inanıyorum. Nasıl bu zamana kadar bu kampanyadan haberim olmadı şaşkınım doğrusu. Sağlıcakla kalıın :)

24 Ocak 2015 Cumartesi

2014'ün Enleri

Herkese Merhaba :) Geç kalmış saymıyorum kendimi. Sonuçta blogum yeni. O yüzden geçtiğimiz yılda en çok neler konuşulmuş en çok neler tıklanmış bir de benim gözümden bakın istedim. Önce Facebook'tan başlıyorum. Dünya'nın en çok kullanılan ve en çok üyeye sahip olan sosyal medya sitesi Facebook, dolayısıyla dünya gündemine dair olayların en çok paylaşıldığı mecralardan biri. Dünya'daki gündemi bir çok kişinin sosyal medyalar üzerinden doğrudan Facebook üzerinden takip ettiğini biliyoruz. Peki Dünya'nın 2014 yılında Facebook'ta en çok paylaşım yaptığı konular nelerdi?

*En çok konuşulan konular:
1-Dünya Kupası
2-Ebola virüsünün yayılması
3-Brezilya'daki seçimler
4-Robin Williams'ın ölümü
5-Ice Bucket Challenge Kampanyası(İlk 3'te yer alır diye düşünmüştüm açıkçası)

*En çok konuşulan sporcular:
1-LeBron James
2-Derek Jeter
3-Floyd Mayweather
4-Lionel Messi(Bu adam olmasa olmaz sanki)
5-Peyton Manning

*Hakkında en çok konuşulan diziler:
1-Game of Thrones                                                                    2-Orange is the New Black          
                                                                                                                                                      
       3-The Walking Dead

*En çok konuşulan Şarkılar:
1-Happy-Pharrell(Her ülkenin başkentinden çekilen videolar efsaneydi, söylemeden geçemicem ve karşınızda en sevdiğim- WE ARE FROM SOFIA :)



2-All of me- John Legend
3-Stay with me- Sam Smith
4-Turn down for what- Dj Snake & Lil Jon(Mükemmel bir kareografi)


*En çok konuşulan filmler:
1-Frozen
2-Guardians of the Galaxy
3-Teenage Mutant Ninja Turtles
4-Maleficent(Dada bugün izledim. Ve görsel açıdan çok zengin ama klasik pamuk prenses hikayesi olduğundan biraz sıkılmış bulundum.)

*SELFIE
Bu yıl Türkçesi özçekim olarak tescillenen selfie, 2014'ün trendiydi. O kadar ki daha iyi selfie çekmek için tasarlanmış telefonlarla tanıştık. HTC Desire Eye selfie kamerasını 13 MP'ye çıkartıp çekileni kör etme özelliğine sahip bir de flaş ekledi.


*FLAPPY BIRD
Yılın oyunlarından biri olan Flappy Bird, sinir bozucu olmasına rağmen yine de yılın ilk yarısına damgasını vurmayı başardı ve yapımcısını zengin etti.

*En Yürek Hoplatan Reklam Kampanyası:
Volsvagen'in interaktif-etkileşimli-reklam kampanyası, araç kullanırken gözünüzü yoldan ayırmanın nelere sebep olabileceğini bir sinema salonunda deneyimleyerek hatırlamalarını sağladı ve kısa sürede sosyal medya ve video paylaşım sitelerinde geniş yer buldu.



*En Duygusal Reklam Kampanyası:
Budwiser'ın #BestBuds hashtagi ile servis ettiği reklam, kısa sürede 1,940,181 kez paylaşılarak, Youtube'un enleri arasına girmeyi başardı.



Benim 2014 en'lerim bunlar. Umarım keyif almışsınızdır. Sağlıcakla kalıın :)

23 Ocak 2015 Cuma

Sosyal Medyanın Yeni Gözdesi - Dublaj

Herkese merhaba :) Bugün ki yazımda sosyal medyanın yeni fenomeni olan Dublaj akımından bahsedicem sizlere. Instagram gitgide gelişen bir paylaşım sitesi. İnsanlar fotoğraflarla veya videolarla orada var olduklarını kanıtlama çabasının sonucunda böyle bir gereksinim de doğuyor. Instagram'a video özelliğinin gelmesinin ardından daha yoğun bir kitleye ulaştı. Vine gibi bir diğer araçla birçok isim eğlenceli videolar paylaşıp fenomen haline geliyorlar. Bu tahtı ise güncel olayları takip ederek ve bu konu hakkında farklarını ortaya koyarak koruyorlar. Şimdiye kadar hızlıca yükselen fenomenlerin en önemli özellikleri kuşkusuz ki , bu videoları çeken kişilerin animasyon, kurgu ve video düzenleme açısından gayet yetenekli olmalarıydı. Gündem de var olan popüler repliklerin dublajının yapılması en çok sevilen videolar arasına girmeyi başardı. Bunları yapıcak olan kişiler az olunca bu işi kolaylaştırmak için bir kaç uygulama ortaya çıktı.
Ve son dönemlerde oldukça yaygınlaşan bu uygulamalar, Instagram ve Vine kullanıcılarına dublaj video içeriği üretmek konusunda yardımcı oluyorlar. Böylece hiçbir video düzenleme aracına gerek kalmadan kendi dublaj videolarınızı yayınlayabiliyorsunuz. Şuana kadar çok fazla dublajlı video izledim, cidden çok eğlenceli oluyor. Ama hiç denemedim, eğer deneyecek olursam cidden repliğe veya kişiye uygun hazırlanmam gerektiğini düşünüyorum :) Çünkü bir kaç arkadaşım birebir dublajını yaptığı kişinin görüntüsüne yakın kılığa girmişlerdi. Ve gerçekten çok inandırıcı, eğlenceli oluyor. Şuanda benim rastladığım ve en yaygın olan 2 uygulamadan bahsedip, birçok video ile desteklicem. Eğlenceli olcağına eminim. (En azından ben yazarken eğlendiim :)

Dubblaj 2012 yılında kurulmuş. Özellikle bir çok sesin olduğu çok zengin bir kütüphaneye sahip. Ayrıca güncel olaylar ile beraber sürekli olarak güncel olan bir kütüphanesi mevcut. Bu yüzden de Türkler arasında en çok kullanılan dublaj uygulaması konumunda şuan için. Hem ios hem de Android versiyonu ücretsiz indirilebiliyor. Şimdi bir kaç örnekle gülelim :)

*CMYLMZ severler :)


*Galiba Ajdar hayatımızdan hiç çıkmayacak. Bu yeni trend çıktığında hemen yerini almış :)




Dubsmash ise Berlin merkezli bir şirket tarafından geliştirilmiş bir başka dublaj uygulaması. Özellikle Avrupa ve Amerika'da en çok kullanılan dublaj uygulaması olan Dubsmash de çok zengin ve her an güncel bir kütüphaneye sahip. Eğer ingilizce bir dublaj yapmak istiyorsanız aradığınız uygulama kesinlikle bu. Çünkü ingilizce konusunda Dubblaj'a göre çok daha zengin bir kütüphanesi mevcut. Tabii ki Türkçe dublajlar da bulunuyor. Ünlülerin çekmiş olduğu dublaj videolarına bakalım şimdi de :)

*Şahan Gökbakar yine farkını ortaya koymuş :)


Dipnot: Eğer sizin de dublajlı videolarınız varsa paylaşın da görelim :) Sağlıcakla kalın.

21 Ocak 2015 Çarşamba

MINI COOPER(1) #notnormal kampanyası

Merhabalar, çevremdeki herkes iyi bilir ben bir Mini Cooper hastasıyım. Blog açmışım, en sevdiğim markadan bahsetmeden olmazdı. Önce hafifçe bir tarihçeden bahsedicem daha sonra en çok beğendiğim #notnormal kampanyasından. Aslında bunu seri halinde yapabilirim. İlki bu olsun o zaman :)
Bu küçük İngilizin tarihine bakacak olursak, 1959 yılında şehrin tanınmasında üniversitenin aldığını başarıların etkisi büyük olan Oxford şehrinde ilk üretimini bundan yarım asır önce yapmıştır. 50 yılın verdiği tecrübeyi günümüzün gelişen teknolojisi iyi bir şekilde harmanlayan Mini markası son modelleri ile günümüze kadar gelmiştir. Değişen zamana ve teknolojiye ayak uyduran Mini hem boyutları ile hem de motorunu geliştirerek insanların isteklerini karşılamak için elinden geleni yapıyor. Marka İngiliz olarak doğmasına karşın şimdi bir alman ortağı ile global sistemde yoluna devam ediyor. (Hemen burada eski Beşiktaşı oyuncu, Pascal Nouma aklıma geliyor, onun için bir aralar şarkı yazılmıştı- Fransa'da doğdu Beşiktaşlı oldu - diye devam ediyor. Bir Beşiktaşlı olarak bu ayrıntıyı da gözden kaçıramazdım herhalde :) Bu ünlü Alman markası BMW'dir. 2001 yılında birleşen marka asıl köklü değişiklikleri ve günümüzde sokaklarda görmeye alıştığımız modelleri bu birleşme ile sağlamış. Bu bilgilerden sonra artık çok ses getiren NOT NORMAL kampanyasından bahsedebilirim. Önce reklam filmimizi izleyelim. 

Mini Londra'nın işlek bir yolunda dokuz adet dijital pano ile yoldan geçen Mini Cooper sürücülerine özel mesajlar iletiyor, bu mesajları yolun başında bekleyen gözcüler ipad leri yazıyor. Böylece kişi Mini Cooper'ı kullanan kişiler normal değil özel olduklarını hissediyorlar. Şimdi kendimi onların yerine koydum, kırmızı damalı bir mini ile yoldan geçerken bi anda ekranda Hey Kırmızılı, gülümse :) diyor mini cooper logosuyla birlikte. Gülümsemek mi? Mutluluktan uçarım ben. Başkası değil, o yolda sana sesleniyorlar hem de mini cooper kullandıkları için. Ayrıyetten yine video da, sağ tarafa çekiliyor arabalar. Yıkama, temizleme, yemek, tatlı ikramları oluyor. Yani orada ki kişiler bu arabayı kullandıkları için yüzlerinde ki ifade muhteşem. Mini'nin bu fikri geliştirmeye açık olduğunu okudum az önce. Bir de yapay zeka eklenmesi halinde bu teknolojiyle neler yapılabileceğini siz düşünün :)
  Şimdi de bu kampanya kapsamında yapılmış en çok sevdiğim afişleri sizlerle paylaşıcam. Bol görselli ve eğlenceli olduğunun garantisini veriyorum. Başlayalım :)
Rachel adında birinin yaptığı bir çalışma, Mini bunu BRR-ILLIANT(hem soğuk hem akıllıca) diyerek yine bu aileden olanların normal olmadığını vurguluyorlar.


Erica isimli bir kişinin göndermiş olduğu resim, Mini ise bunu senin yünlü ayna ısıtıcıların şeklinde yorumluyor.


Kullanıcı adıyla seslenen Mini az önce brr-illiant kelimesi gibi cappucino yerine Mını-ccino kelimesiyle sen normal değilsin mesajıyla iş başında.


Nikki Shaw adlı kişinin göndermiş olduğu bu fotoğraf, özel pişmiş pasta şeklinde takipçileriyle paylaşıyor.


Çevreci özelliğine dikkat çeken Mini Not Normal :)


Tommy adlı kişinin göndermiş olduğu resimde iyi giyimli diyerek kullanıcılarıyla paylaşıyor :)

Eğlendiğinizi biliyorum. :) Umarım bende bir gün #notnormal ailesine katılırım. İşte size benim hakkımda bir bilgi daha. Sağlıcakla kalıın :)



20 Ocak 2015 Salı

LC WAIKIKI-Reklam Filmi

Blogumun gidişatını reklamları, projeleri veya afişleri yorumlamak yönünde belirledim. Ve ilk reklam filmim olan LC WAIKIKI, herkesin dilinde duyduğum mutlu yüzler reklam şarkısıyla başlıyorum. Buyurun önce reklam filmimizi izleyelim :)






Öncelikle, biraz geçmişe dönüp tarihçesine bakalım. LC Waikiki Fransız tasarımcı George Amoual ve ortağı tarafından 1985 yılında Fransa’da kurulmuş. 1988 yılında artan üretim ihtiyacını karşılamak için Türk şirketi Taha Tekstil ile çalışmaya başlamış. 1997 yılında grup, kendi markasını oluşturmak için araştırma çalışmaları yaparken, Fransız LC Waikiki firmasını satın almaya karar vermiş. Bizde 1998 yılında gelmiştik. O zamanlar logosu farklıydı. Hiç kimsenin dikkatini çekmiyordu. Zaten bildiğim kadarıyla o zamanlarda çocuk giyim olarak başladı. Daha sonra bir ilgi gördü ki sormayın. Bir çok alanda çalışmaya başladı. Genç yaşlı, kadın-doğum vb. Şuan için çok fazla yerde şubesi bulunmakta. Uygun fiyatlarıyla da birçok müşteri çeken bu marka son reklamıyla dillerden düşmüyor. Aslında bakıldığında çok saçma ama bir o kadar da marka ismine uygun bir şarkı olmuş. Düşünsenize, dışarı da hayat bana vay kiki vay vay deniliyor sizin aklınıza ilk LC geliyor. Başka bir markayla kafamda eşleştiremiyorum. Ve şöyle bir noktaya dikkat çekmek istiyorum. Literatüre girdi sanırım bu şarkının sözleri. Geçen kuzenimle konuşuyorum, sınavlarım bitti diyorum. Bana verdiği cevap "ohh valla abla. hayat sana vay kiki vay vay" . Şok oldum :) o ne demek diye sorduğumda, hani bitmiş ya sınavların hayat sana güzel demek istedim diye açıklama yaptı.Bunu sadece kuzenimden değil birkaç kişiden daha duydum. Ve eminim ki, ilerleyen yıllarda LC yine bu cümleyle bu tonda söylenen şarkıyla anılacak. Ancak dikkatimi çeken bir şey var. Bende LC den alışveriş yaparım sık sık. Bu şarkının bu kadar çok sevilmesi ve ağıza yerleşmesinden sonra, neden mağazalarında çalmıyor acaba? Belirli aralıklarla bu şarkıyı mağazalarda çalmaları o monoton şarkılardan sonra müşterilere bir hareket bir canlılık katması açısından çok önemli mesela. Hemen bir kıyaslamaya kalktığımızda, Defacto'nun yakın zamanda çıkardığı reklam filmiyle "Defacto, en rahat o!" cümlesinin yer aldığı şarkı sürekli mağazalarda çalıyor. LC bunu niye yapmıyor orası bilinmez. Lakin bu şarkı nasıl ve hangi kafayla çıktığının merakını uzun zamandır yaşamaktayım. Şimdilik benden bu kadar. Hayat size vay kiki vay vay :) Sağlıcakla kalıın

18 Ocak 2015 Pazar

İşte karşınızda ben; Merhaba :)

Evvela, herkese selamlar. Daha önceden bir blog denemem oldu. Ama kafamda oturtamadığım bir şeyler oldu ve kapatıp yeni açmak istedim. Anlayacağınız yeni tertemiz bir sayfa açtım kendime. Umarım takibiniz sürekli olur efenim. Öncelikle blog ismimin neden "carpediemag" olduğunu açıklama gereği duydum. Carpediem bilmeyenler için söylüyorum -anı yaşamak, anın günün tadını çıkarmak anlamına geliyor. Tam da bana göre işte bu. Çünkü bir insan başına ne gelirse gelsin o olayın veya durumun tadını çıkarmalı diye düşünüyorum. Yani bir nevi her şey bir ders, tecrübe. Bu mutlu anlarımız içinde geçerli, sıkıntılı üzgün dönemlerimizde de geçerli. O yüzden bu kelimeyi çok severim. Bir aralar dizi-mag vardı, bilir misiniz bilmem. Çok severdim o siteyi. Şuan hakkı rahmetine kavuştu ama ben bir nevi en sevdiğim site ile en sevdiğim kelimeyi birleştirip bir şey oluşturmak istedim. Artık blog ismimin anlamını bildiğinize göre, gelelim Canan kimdir sorusunun cevabına :)
Ben çok uluslu bir insanım. Biliyorum hemen kafanız karıştı. Çok eskilere gitmicem lakin kısa kısa geçmem gerekiyor ki bu kelimeyi kafanızda oturtun. Almanya'da doğdum ben. Ailem Bulgaristan'da yaşarken orada bulunan rejimden ve isim değişikliğine gidilen yönetimden kaçıp, Almanya'ya gitmişler, annem bana hamileymiş. Birçok eyleme katılmışlar babamla birlikte. Düşünsenize isminiz Fatma ve devlet diyor ki senin adın artık bizim devletimize uyumlu hale getirilecek. Kabullenilecek şey değil. Hele ki o dönem için. Velhasıl, bir çok akrabamızın orada kaldığı ülkeden gidip Almanya'ya yerleşmişler. Ben doğmuşum. 12 Nisan'ın saat gece 03:00'ünde dünyaya gelmişim. 97 yılına kadar orada kalmışız, çokta mutluymuşuz aslında. Ama bizimkilerin Türkiye macerası girmiş akıllarına. O yüzden geri dönüp, yeni bir hayata başlamak istemişler. Abim o zamanlar 7 yaşında. Bulgaristan'a gidip, annemi yerleştirdikten sonra ilk babam gelmiş İzmir'e. 1 yıl geçtikten sonra biraz tanıdıktan sonra kira bulduktan sonra, bizi almaya gelmiş. Böylece Canan için İzmir ve yeni hayat başlamış. Açık konuşmak gerekirse, çok zor dönemler geçirdik doğrudur. Ama hiçbir zaman hayata tutunmayı bırakmadık. Okul hayatım boyunca hep çalışkan, hırslı, okuyan ve öğrenmeyi seven bir insan oldum. Liseden mezun olduğumda da bunun meyvesini topladım. İstediğim bölümdeydim. Çok zor bir lise sondan alnımın akıyla çıkmıştım. Şimdi üniversite 3 öğrencisiyim ve Halkla İlişkiler Tanıtım okuyorum. Bu blogumun bölümümle alakalı şeyler yazabildiğim bir sığınak, zaman zaman bir haykırış olmasını umuyorum. İşte beni tanıdınız, zamanla daha çok tanıcaksınız. Bunun için çabalayacağımın sözünü şimdiden veriyorum. Görüşmek üzere :)